ŞEHİD

ALLAH'ın kendi Ecelli Âlâlarını şâhid tutarak makbul bulduğu ölüm...

Her dinde şehidlik vardır.

Kendi i’tikad ye inanışlarına göre bunlar Hakk yolunda ölmüşlerdir diye ta’zim görürler .. .

İslâm dininde şehidlik: Hem Dünya'da hem de Âhiret'te mânevî bir mertebe ve makamdır.

ALLAH'ın takdiri bu ...

ALLAH ve Vatan ve Din için cihadda ölenler şehiddirler.

Bir de : Bazı hastalıklar neticesinde ölenler.

Toprak altında kalarak ölenler.

Suda boğularak ölenler ...

Kim olursa olsun ceseden şehiddirler.

Yâni cesedlerine azab yoktur.

Yalnız ateşte yanarak ölenler, kim olursa olsun “Masum” olurlar.

Şehidlik hakkında evvelce uzun uzadı ya bahsetmiştik...

Şimdi niçin şehid sayılıyorlar onu izah edelim:

Bir insanın ölümü kaderde gizlidir.

TAKDİR : ALLAH'ın Kâinat'ta herşeyi haketmeden “Kable’l- icad” nasıl olacağını Levh-i Mahfuz'a tespit etmesi. Bu takdir cümle mahlûkata şamildir. Bunun tecellîsi Haktır.

Canlı, cansız, görünür, görünmez, atomdan, mikroptan, protoplâzmadan, hücreden başlayarak herşeyin cinsi, anasırı, miktarı, sıfatları, müddeti, bekâları, güzellik, çirkinliklerini ve delâletlerini takdir etmiştir.

Bundan dışarı çıkamazlar.

Herşeyde bir kuvvet, bir hassa vardır.

Herşey bu kuvvet hassasıyla kendi nev’îne mahsus olan efâl'den, işlerden geri kalmaz.

Buna “Hidâyet-i ilâhîyye” denir.

KADER: Ezelden ebede kadar câri olan ve olacak ahvâl (hâller) ve şuunun (olayların) Levh-i Mahfuz'da sûret-i subutu veçhile (ALLAH'ın evvelce tespit ettiği sûrette) Bütün görülen mevcudatta vukua gelen hükmü külli İlâhi'dir.

Yani ALLAH'ın hüküm ve umumî arzusudur.

Hülâsa edelim. Takdir: Kablel icad, herşeyin nasıl olacağı, ilm-i ilâhînin taalluk etmesi ki Levh-i Mahfuz'a yazılmıştır.

Mukadder: Cenab-ı Hakk tarafından kablel icad, herşeyin nasıl olacağı Levhİ Mahfuz'a yazılmış, kıymet biçilmiş şey.

Levh-i Mahfuz : Kâinat'ta olacakların, herşeyin üzerine yazılmış bulunan levha. Kaza : Mukadderatın Âdem'den Saha-i Fiil ve zuhura ihraç eylemesinden ibarettir. Yani mukadder olan takdirin, bizce meçhul menbadan ortaya çıkap vukua gelmesidir.

Vasiyetname de kulun bir hidâyetidir.

İnsanın ölümü kaderde gizlidir. “Ne bir saat teehhür eder (gecikir), ne bir saat uzatılır. “ta’cil edilir.” Âyet.

“Ömrünüzün uzun olması için dua ediniz!”

Burada dua edersek yukarıdaki Âyeti Kerime'ye bir nev’î aykırı düşer.

Te’hir, ta’cil lâfızları ruh gittiği an ve tekrar âhirette cesede gelip sonra herşeyin “Fe yekûn” olma emriyle yok olması ki “ALLAH”: “İşte yalnız Ben varım!” demesi arasıdır.

Bu değişmez demektir.

Akıl, ALLAH'ın ruhun emrine verdiği bir tavırdır.

Akıl nübüvvet tavrının çok aşağısındadır.

Akıl Nebî'lik tavrının erdiği ve gördüğü şeyleri hakikatte yok zanneder. Peygamber'lik, aklın ötesindeki hakiki olayların, muradların, ALLAH'ın emirlerinin, kulları için isteklerinin lekesiz, hurdasız, güneş gibi berrak, gölgesiz, aşk vecd içinde kabullenmesinin habercisidir.

08.06.1975 Pazar

Kable’l- icad : icaddan önce.

İcad : Vücuda getirmek. Yeniden bir şey meydana getirmek. Yoktan var etmek.

Levh-i Mahfuz : Her şeyin hayatının ind-i İlâhîde yazılması. İlm-i İlâhînin bir ünvanı.

Teehhür : Gecikme. Sonraya kalma. Geriye kalma.

Ta’cil : Acele ettirme, hızlandırma.

Sûret-i subut : sabit sûret.