ÂYETLER

Âyet 1:

“ALLAH, “Nefs”in tahammülünden fazla bir şey teklif etmez.”

Kime?

Nefse...

Buradaki nefis hangi nefistir?

Âyet 2:

Yarattıklarının rızgını ALLAH üzerine almıştır.

Bu rızık Er Rezzâk olan Hakk’ın hazinesinden çıktığı için helâl, temiz rızıktır.

Bu rızıgın temiz ve helâl kalması kulun iradesine bırakılmıştır.

Âyet 3:

Helâl rızık bitmeden ruh cesetten ayrılmaz.

Ömrü uzaltan, kısaltan rızıgın kirletilmesi haram hâle getirilmesi neticesi tükenmesidir.

Bu da kulun elindedir.

Bundan dolayı ALLAH’ın verdiği temiz rızgı kirletirsen nankörlük etmiş olursun ve cezası vardır unutma!..

Âyet 4:

Mahlûklar fânidir.

Fânilik nedir ve niçin ruhun ayrılması ile can ve cesed fâni olur.

Ruh ölümle fâni olmaz!..

Âyet 5:

Her nefis ölüm zaikasını tadacaktır.

Buradaki nefis nedir?

Hangisidir?

Zaika tadır. Zevke ait bir kelimedir.

Hakk’a kavuşmak en büyük zaikadır.

Buradaki nefis arzu istek değildir.

Yaratmadaki muvazenedir.

Bu muvazenede hepsinin Hâlik’na kati’ bir itâatı mevcuddur bütün mahlûkların. Kudsî Hadîs 6:

Hastalıklar ALLAH’ın “abîd”e verdiği hediyedir.

Burada abîd kimdir, nedir?

Her hastalığı yapan ayrı ayrı maddî ve mânevî sebebler olduğu gibi ayrı ayrı mikropları da vardır.

Âyet 7:

Öldükten sonra tekrar ceseden dirileceksiniz.

Âyet 8:

Tedavi olunuz. Her derdin devâsını ALLAH muhakkak halketmiştir.

Âyet 9:

Ey Habibim herkes ölecek. Sen de öleceksin!..

“M” demiyor, Habibim buyuruluyor...

Burada ölmek ne demektir.

“Cesdden ayrılıp Bana geleceksin!”

Âyet 10:

Hakiki iman edenler “mü’minune bi’l-gayb” zincirine halka olanların imanı: Sevdiklerinin ölümünde sabır ve tahammül göstermeleri, bağırıp çağırmamaları, ölümün ALLAH’ın emri olduğunu kati’yetle bildiklerine en büyük delildir.

ALLAH ve Resûl’e imanın hakikatı; ölüm karşısındaki soğuk kanlılık derecesiyle ölçülür.

Ölülere: “Hakk rahmet eylesin!” deriz. Bu ne demektir?

ALLAH’ına kavuşmuşur.

Onu ALLAH’ın rahmet ve mağfireti kucaklamıştır.

Bunda şüphem yoktur,ölün emr-i liâhi olduğunu emri demektir...

“Baki kalanlara ömür ihsan etsin!” demek de:

Bu takdire soğuk kanlılık ile tahammül edin, Hakk’ın emrini emrini tasdik edin. Sizinde bir gün aynı vaziyete düşeceğinizi bilin demektir...

Resûlü Ekrem irtihal ettikleri zaman kendilerini büyüten Hz. Ümmü Eymen günlerce ağlamış.

“Ey Eymen! Niçin bu kadar göz yaşı dökersin? Diye sormuş sahabeler.

Soranlara: “Ölümü bilenlerdenim,ona ağlamıyorum. Hakk’a isyan olur, iman sarsılır. Vahyin kesildiğine ağlıyorum!..” demişlerdir.

Resûlü Ekrem birgün Hz. Fatıma’ya:

“Kızım! Gözümün nûru Fatıma, canını cehennem ateşinden kurtarmaya çalış!

(Burada ruh buyurmuyor, demekki cesedini demektir.)

zira farzları terk, yasak olan şeyleri işlemeniz sebebiyle azaba sürüklenmenizi

(ALLAH dilerse), üzerinize gelecek azab ve cezayı def edip uzaklaştırmaya

muktedir değilim. Ben yalnız ruhum için Hakk önünde ALLAH’ın izni ile şefâat için

yalvarabilirim.

Hz. Fatıma, kazaya namaz bırakmamışlardır.

Ramazan ayının üçüncü günü oruçlu iken ruhlarını teslim etmişlerdir.

Ölümünden evvel kendilerini gusletmişler ve yeni giydiği elbiseleri ile defnedilmelerdir.

Hücrenin cenubundadır.

Resûlü Ekrem’in süt anneleri Halime, İmam Mâlik de yakınlında defnedilmelerdir.

Hz. Fatıma için Resûlü Ekrem buyurmuştur:

“Fatıma benden bir parçadır.”

“Kızım insan hurisidir.”

Resûlü Ekrem’e peygamberlik geldiği sene doğmuşlardır.

Cemaziyel âhir 20 Cuma günü dünyaya gelmişlerdir.

İlk iman eden Hz. Hatice’den helâl İslam sütü emmiştir.

Resûlü Ekrem’den 6 ay sonra hicretin 11 inci yılında 25-26 yaşlarında vefât etmişlerdir.

Âyet 11:

ALLAH’ın rahmeti hududsuzdur.

O rahmete ehil olmasan bile, ALLAH’ın rahmetinin sana ulaşmaya kudreti vardır. Bunu unutma!..

Âyet 12:

Yüzüne baktığın zaman sana ALLAH’ı hatırlatan kimse ALLAH’ın velîsidir.

Şüphe etme!

Onu taklid etmeye çalış!

Sual sorarak onu örseleme. Senin temizliğin derecesinde sormak istediğin sualleri sor...

25.08.1979 Cumartesi

İrtihal : Bir yerden başka yere göçmek, gitmek. Nakl-i mekân etmek. * Ölmek. Cemaziiyel âhir : Arabi ayların altıncısıdır. (Arabi aylar: Muharrem, Safer, Rabiyy-ül-evvel, Rabiyy-ül-âhir, Cemaziyel-evvel, Cemaziyel-ahir, Receb, şaban, Ramazan, şevval, Zilkade, Zilhicce'dir)

Örselemek : Taze ve diri bir bitkiyi koparmadan buruşturmak.