İradesine az çok verilmiş uzuvlar ve âletlerdir. Kimin?
Ayıptır söylemek ...
İnsanın yahu ...
İyi güzel şeylere bakmak ...
Güzel sesleri sözleri dinlemek ...
İyi hareketlerde bulunmak ve iş görmek içindir. Üçü de ...
İrade ve ruhun arzularına yardım etmek vazifeleri esas, olmakla beraber bazen nefsin arzularına da iş görürse de bu arzuların iz’afında nefsin esiri olabilir de ... Şehvanî hislerin azmasına da nefsin emrine girdiği zamanlardır.
Kadın yüzü görmek, vücudu görmek gibi hâllerde gözün nefse dönüşü vardır. Buna kulak da ses olarak iştirak eder ve insanını sol eli bu işe girer.
Tenasül azası dikkat edilirse şehvanî arzularda kendi uzvuna doğru yönelir. Bu arada bütün vücudun organları isyan hâline giderler.
Kalb çarpar.
Göz bebekleri küçülür.
Ses duymamaya başlar.
Ancak arzuları tahrik edecek sesleri alır.
Başka sesleri almaz.
Kim?
Kulaklar, kulaklar...
Sağ elin mahareti sola nazaran çoktur.
Sol el de başka işlerde sağdan maharetlidir.
Âdetâ vazifeleri yaratılış itibarı ile ayrılmıştır.
Bazen aksi vardır, “solak” tâbiri kullanılır.
Bunun sebebi; hem ana ve babaya, hem de mânevî bir sebebe bağlıdır. Bu, basit bir ilmî fikirle izah edilemez.
Böyle kabul edilir ve cevabı verilmez o kadar.
Hatta “sol el şeytan işlerini görür” diye de bir söz vardır.
Yemek sağ el ile yenir.
Basit bir misal:
Sağ el ile düğme bağlamak çok zordur.
Sağ ve sol ellerinizin yaptığı işlere dikkat edin, bunları ayırın ve düşünün.
Sağ taraf dimağdaki merkezler vücudun solunu, soldakiler sağını idare eden sinirlere emir verir...
Sağdaki bu arıza solda, soldaki bir arıza sağda felç yapar.
Sağ kol. Sağ bacak. Sol kol ve sol bacakta görülen ağrılar, yaralar, şişmeler ayrı ayrıdır.
Bazen ikisi de bu ârızalara iştirak eder.
Sağlı sollu çift uzuvlar vardır.
Bir tarafta olanlar vardır.
Çift olanlarda bile az çok anatomik farklar mevcuddur...
Elbise giyerken, çorap giyerken, ayakkabı giyerken her hususda hangi uzvunuz, eliniz, ayağınız ilk işe başlıyor dikkat edin.
İnsandaki mânevî noksanlıklar, bunlara dikkatle düzelebilir.
Mânevî ne demektir:
Ruhun ne olduğunu, temizliğinin esasını bilinmeyen hakikat tarafı demektir.
Mânevîyat, inanç der geçeriz.
Bu o kadar basit bir kelime değildir.
İşte nefis bu noktayı çeldiren nesnedir.
“Nefsini bilen Rabbını bilir” hadîsinde “Rabbını bilen, nefsini bilir” denilmemiştir . ..
O hâlde mânevî âleme ruhun esası bağlı olduğu tarafa dönmek için nefsi bilmek lâzımdır.
Nefse hizmet eden uzuvları evvelâ tetkik edip onları islaha savaşmak nefsin kullandığı âletlerden nefsin ne olduğunu anlamak, sonra o âletlerde tezahür eden, ruhun emrine verilmiş hakiki vazifeleri ile o vazifelerin nasıl olduğunu temin eden kudretlerin Rabbı bilinir demektir.
Sağ elle taharet alan, sağ elle tenasül uzuvlarını tutan hemen hemen yok gibidir, vardır.
Onların sebepleri ve illetleri vardır.
En büyük cihad nefsi yenmektir.
Duyurulması efradını câmi’ bir düsturu mübârektir.
Bütün ibâdetler emirler ruhun mânevî aslını bilmek için ALLAH'ın sevgi ve yüceliğine iştirak etmeye çalışmak için emrolunmuştur.
“Hastalıklar, dertler ALLAH'ın kula hediyesidir” Hadîs-i Kudsîsinde hep bu anlattıklarımız gizlidir.
Bu zıtları niçin Cenab-ı Hakk halk etti? diye gelir akla; buna şaşma.
Gâyet basittir.
ALLAH zıddiyetler ile kendi kudret ve güçlerini göstermek ve seyretmek içindir. Emirlere itaat et!..
ALLAH Gafûr, Rahîm, Azîz ve Hakîmdir.
Bu söylenen esmâları tetkik et ...
İçine dal, bunun lügat mânâsında kalma!
Zât-ı ahadiyetinden sudur eden mübârek kelâmında söylüyor.
Böyle olduğunu ben söylemiyorum.
İnsan kitlelerine haykıran:
Nuh'a bak...
Musa’ya bak ...
Lût'a bak ...
İsa'ya bak ...
Ne kadar cefâ dert çektiler ...
Bir de Resûlü Ekrem'e bak:
Mübârek dişlerini kırdılar.
Mübârek vücuduna taş mı atmadılar.
Yoluna dikenler mi koymadılar.
Nihâyet kendilerini öldürmeye kalktılar...
Müberek hayatını seyreyle:
Bir toz kadar ne çile, ne hata, ne fena bir şey göremezsin.
Çünki yok ...
Hayatı boyunca :
“Ben ahlâkı tamamlamak için gönderildim!” buyuruyor.
“Ahlâksızlıkları düzeltmek için” demiyor...
Bütün insanlara hürmet ediyor ve burada ince bir mânâ var:
İnsanın ruhunun asaletine hürmet ediyor.
“ALLAH her şeyi güzel yaratmıştır.
Ben yalnız yol gösteriyorum!” demek istiyor.
Es Sabûr, Eş Şekûr, El Mukadder esmâlarınm görünür şekli olarak yaşadı.
Bu ilâhî esmâları haykırdı.
Hakk’ın rahmetinin görünür mümessili olarak Rahmetelli’l-âlemîn oldu.
Kurban olayım ona!..
Sellalahu aleyhi vesellem
İz’af : Zayıflatmak, kuvvetsiz hâle getirmek. * İki kat etmek. İki misline çıkarmak. Tenasül azası : Üreme organı.