1- Gözümün nûrudur.
2- fatıma cennet hurilerindendir
3- Fatıma cennetin seyyidesidir
4- Fatıma'ya buğz eden bana buğz etmiş olur.
5- Fatıma benden bir parçadır.
Bu hadîsler Fatıma hakkında söylenmiş hakiki kadın timsalidir.
Erkeklerin kadınlara karşı iyi olmalarını haykırmaktadır.
Kadına zulmedenin sonu yoktur.
Kadın sevilir o kadar...
Kadını sevmek hakiki insan için büyük bir ibâdetdir.
Kadınlar sizin cennet ziynetlerinizdir.
Onları hoş tutun, okşayın sevin.
Onlar olmasaydı biz yoktuk.
Onlar güzeldir, güzelliğini görmek lâzımdır.
Çirkin denilen bir şey yoktur.
Onlar güzel endam üzere yaratılmışlardır.
Kadını seven muhakkak beni sevmiştir.
Kadını öperken gözlerinizi yumun.
Kadına zorla tecâvüz en büyük günahtır.
Onları severken ALLAH'ı sevmiş olduğunuzu bilmezsiniz.
Kadın sizden, hareketlerinizden memnun olursa ALLAH da sizden memnun olur. Bunu bilemezsiniz...
Kadını sevmek büyük bir ibâdettir.
Kadını memnun etmeyen beni de memnun etmiş olmaz.
Kendi arzunuz için kadınla yatmayınız. O isterse, evet...
“Bana dünyada üç şey sevdirildi” buyruluyor.
“1- Gözümün nûru namaz
2- Güzel koku
3- Kadın.”
Resûlü Ekrem “sevdim” demiyor.
“Sevdirildi” diyor. “ALLAH'ın lütfü olduğu için sevdirildi” buyruluyor.
Çünkü kadir-i mutlak her şeyi veren Cenab-ı Allandır.
“Sevdim!” derse, sahibiyet tasarruf ve benlik ifade edilmiş olur.
Namazın göz nûru ile alâkası nedir?
Göz nûru nedir?
Niçin gözümün nûru demiştir? Kalbimin nûru denmemiştir?
Bunların üçü birden ibâdettir.
Cima’ bile ibâdetdir.
Bütün ibâdetlerde, kadından duyduğun zevki duymak lâzımdır.
Üç beş saniyelik duyacağın zevkin yetmiş bin fazlasını Cemâlullahtan duyacaksın.
Bu zevke insan cesedi tahammül edemez.
Huri, Gılman haberi bu zevkin yani Cemâlullah'dan alınacak bu zevkin müşahhaslandırılmış ifadesidir.
Kadınla temasa abdestli olarak başlayın.
Bundan gayrisi abdestsiz namaz kılmak gibi olduğundan yasaktır.
Hatta yasak edilmiştir.
Hatta haramdır.
GÖZ, dudak, boyun, kulak arkası, yanak, sırt, omuz, meme öpmek, saçları okşamak erkeğe sünnetdir.
Bazen vâcibtir.
Bazen farzdır.
Kadının erkeğin saçlarını okşaması, boynuna arzuyla sarılması sünnetdir. Bunların hepsi vehleten şehvanî arzu perdesi altında gizli bir yaratılış ve sünnetullah icabıdır.
Erkeklerde şehvanîyet çok fazla olduğundan kadına tesettür emro lunmuştur.
Bu, kadının erkekden 7 misli fazla olan fazlını zedelememek içindir.
Kızını kucağına alırsın, öpersin, seversin.
Bunda zerre kadar şehvanî arzu yoktur.
Başka bir kızı alırsın şehvanî arzu başlar.
İşte kızın ve yabancı kız arasında duyduğun zevkin ne olduğunu bilmek lâzımdır. Bu hâl insanı ibâdet ile küfür arasına sokar.
Huri gılman hikâyesi bunu ifade eder.
Şehvanîyeti bu iki sevgi arasında mütalaa etmek gerekir.
Bunları ayırmak erişen için kolaydır.
Buna kadın erkekten çok daha erken erişebilir.
Bilmeyen için imkânsızlık hududundadır.
Bunları her iki cins arasında tanzim için namahremlik meselesi vardır.
Bu islamda ince bir kaide ile bildirmiş ise de şümulünü anlamak herkesin kârı değildir.
Bu meseleyi hâlletmek için İslâmda birbirine zıt gibi görünen 2 kaide vardır:
1 - Emenin emzirene küllü haramdır
2 - Emzirenin emene nefsi haramdır.
Kaidesi çok derin düşünülecek bir kaîde-i rabbanîdir.
Bir şey ne kadar genişlerse okadar daralır.
Yine birşey ne kadar daralırsa o kadar genişler.
“El emri izadakı ettesia veddesia izadak”
Hülâsa:
Kadını sevmek ALLAH'a karşı duyulan sevginin başlangıç hudududur. “Bana dünyada kadın sevdirildi ben de size söylüyorum!” demektir.
Ben, ALLAH sevgisinin hududundan söylüyorum da ondan...
Kadına eziyet eden, döven, hakaret eden bu sevgiye hakaret etmiş olur. Cennetdeki huri: Kadına duyulan sevgi ve hissin mümessilidir.
Gılman: Kadının erkeğe karşı “duyacağı” sevgi ve hissin mümessilidir. Burada, kadının “duyacağı” kelimesi mukabil erkekden beklenen ve tezahür edecek iyi hareket ve sevgiye karşı bir şart konulmuş oluyor demektir.
Fakat burada zirvede yine kadın var:
“Cennet anaların ayağı altınadır” mübârek lâfzı bu demektir.
Ben kızları çok severim.
Onlar Hazreti Fatıma ordusundan olduklarını bilmezler.
Hz. Fatima'nın sözlerle resmini çizelim:
Uzun boy.
Narin mütenasib vücud.
Mükemmel bir endam.
Endam nedir bilir misiniz?
İnsanın her uzvu arasında göze görünmeyen bir tertip, ilâhî bir ahenk vardır. Güzellik vardır. Buna endam denir.
“Ben insanı kendi sûretimde yarattım” diyor hazreti ALLAH bir kudsî hadîste.
Bu endam Hakk’ın kudretlerinin görünüşü,
Bu görünüş de Hakk’ın görünüşüdür.
Dünyada herşeyde, mikroptan file kadar her türlü nebatatta, çiçeklerde, madenlerde, hücrelerde bu endam vardır.
Beyaz ten.
İri siyah gözler.
Siyah uzun saçlar.
Sâkin ve yavaş konuşur.
Düzgün cümlelerle.
Okuma yazma bilir.
Şâirdi.
Karanlıkta her yer nûr içinde kalırdı.
Yere kuvvetle basıp yürürlerdi.
Resûlü Ekrem, Cebrail'e bile kıyam etmezdi.
Yalnız O'na huzurlarına girdiği zaman kıyam ederlerdi.
Bu kendisinden bir parça olan Hz. Fatıma'dır.
Bütün kadınların hatunluk sırrı onda dünya yüzünde görülmüştür.
Hakk şefâatine nail eyleye!..
Ehl-i Beyt ondandır.
Onun devamıdır.
Ehl-i Beyt i sevmek Fatıma'yı sevmektir.
İşte ona benzemeye çalışan İslâm anasının ayağının altındadır cennet hadîsinin mânâsı budur.
Bu lâflar küçültülmüş bir hakikatin mikroskobik ifadesidir.
Kadınlara haykırıyorum:
“Hazreti Fatıma'ya her gün ruh-u mübâreklerine hiç olmazsa Fatiha okuyun. Yardım isteyin!”
ALLAH dostlarındaki zâhiri tevazu’ ve edeb, iç âlemlerindeki edebin görünüşüdür. ALLAH'ın kendi azameti ile örtmüş olduğu kimseyi görmek kolay değildir. Bir saman çöpünde gizli zikri işitmezsen bile o zikri sezmeye çabala.
Bütan kâinatta ne, varsa Hakk’ı zikir hâlindedir.
Atom âlemini düşünün işte o, O dur.
Bu zikri işitenler vardır.
Saman çöpünde duyanlar ise bambaşkadırlar.
Hz. Fattma:
“Fatıma benden bir parçadır.”
“Kızım insan harisidir.” (Hadis)
Resûl'e peygamberlik geldiği sene doğmuşlardır.
Cemaziyel âhir Cuma Günü islamın ilki ve büyük annesi Hz. Hatice'den helâl İslâm sütü emmiştir Hz. Fatıma.
Resûlü Beremden 6 ay sonra Hicretin 11 inci yılında tahminen 25 -26 yaşlarında vefat etmişlerdir.
Kabirleri hakkında birçok sözler varsa da hücre-i saâdetin güneyinde defnedilmişlerdir.
Ramazan ayının üçüncü günü oruçlu iken ruhlarını Hakk’a teslim etmişlerdir, ölümünden evvel kendilerini gasletmiş ve elbiselerini giymişlerdir.
Hz. Fatıma hiç kazaya namaz bırakmamışlardır.
Resûlü Ekrem hicret ettikleri zaman 7-9 yaşlarında idiler.
Hicretten sonra Resûlü Ekrem Zeyd'i Mekke'ye göndererek kendisini aldırmışlardır.
15 - 16 yaşlarında iken Safer ayında Cuma günü 21 yaşında olan Hz. Ali ile evlenmiştir.
Çeyizi nedir bilir misiniz?
Bir tek battaniye.
Yün yatak.
Hurma lifinden yastık.
Kilim.
Maşrapa.
Testi.
Birtakım çamaşır vs...
Resûlü Ekrem'in diğer evlâtları, Resûlü Ekrem'den evvel vefat etmişlerdir. Yalnız Fatıma Resûlden 6 ay sonra vefat etmiştir.
Birgün Ali ile Fatıma'yı huzuruna çağırarak şöyle demişlerdir :
“Sen Ali'ye câriye ol ki, o da sana köle olsun!”
Bu söz bütün İslâm ailelerine hitaptır.
Ehl-i Beyt : “Fatıma, Ali, Hasan, Hüseyin” dir. Bir de Selman...
Resûl'ün muhterem refikaları da Ehl-i Beyt sayılırlar.
12 imam da ehliybeytin evlâtlarıdır. O kadar...
Bütün İslâm kızlarına , kadınlarına haykırıyorum:
Hz. Fatıma Hakk’ın sevdiği kadın nümunesi tek hatundur.
Ona şeklen olsun sadelik, tevazu’, temizlik, Hakka bağlılık, herkese karşı sevgi, her yaratığa şevkat!
Bütün ailelere ve yuva kuracaklara haykınyorum:
Hz. Fatima'nın çeyizini düşün!
Resûl'ün Ali'ye ve Fatıma'ya söylediği sözleri düşünün!
Birbirinizi hiç kırmadan fedârkârlık yaparak yuvanızı bir Ehl-i Beyt yuvası hâline getirmeye çalışın!..
09.01.1982 Cumartesi
Ziynet : Süs. Bezek. Kadınlara mahsus kıymetli eşya.
Cima’ : Cinsi münâsebet. Çiftleşmek. * Zamm etmek.
Tanzim : (Nazım. dan) Sıraya koymak. Sıralamak. Dizmek. * Düzenlemek. Tertiblemek. * Islah etmek. * Manzum veya mensur olarak yazmak.
Na-mahrem : f. Aralarında evlenmeğe mâni olacak kadar yakınlık bulunmayan. Şer'an evlenmeğe mâni akrabalığı olmayan erkek veya kadın. * Yabancı.
Şümul : Kaplamak. İhtivâ etmek. İçine almak. * Hükmü altına almak.
Küll : Hep, tüm, bütün. Çok. Cüz'lerden meydana gelen.
Endam : f. Beden. Vücud. * Vücudun tenasübü. Vücudun görünüşü. *
Letafet. İntizam ve üslub.
Harîs : Bir şeye fazlası ile düşkün. Hırslı.