EZAN : Sünneti müekkededir.
Tercümesi: En büyük olan ALLAH'dır. şehâdet ederim ki; Muhammed ALLAH'ın elçisidir. Namaza gelin, gelin. Kendinizi kurtarın. En büyük olan ALLAH'dır. ALLAH'dan başka yönelecek yoktur.
Burada Resûlullah'ın ALLAH elçisi olduğuna şehâdet ediyorsun.
Yani şâhidim diyorsun. (Kime karşı?)
Namaza gelin, gelin: Kendinizi kurtarın.
Namazda ne var ki insan kendini kurtaracak ve neden kurtaracak?
Yukarıda söylediğim sözleri kuru bilgi ile ve kuru kafa ile kendi kendine münakaşa etme.
Bu iş sabırla anlaşılır.
Buradaki sabır da senin lügat kitabından öğrendiğin sabır değildir.
Sabrın yüzü Hakk’a çevrili ise, (burada Hakk ne demektir bunu anla.) Bırak seni Cebrail bile görmesin.
Unutulmaktan korkma, unutmaktan Hakk’a sığın.
Bizim de nazımız geçeceği bir makam vardır.
Fakat biz bunu kullanmayız.
Kuyruğa girerek niyazda kalırız.
Niyazı da dua ile hırpalamayız...
Sünneti müekkededir dedik.
Sünnet, Resûlullah'ın sevdiği ve daima yaptığı işlerdir.
1 - Hakk’ın emirlerinin yerine getirilmesindeki ibâdetlerdeki sünnetler.
2 - Resûlullah'ın bizzât kendilerine ait olan tavrı hareketlerdir.
Müekkede sünnet Resûlü Ekrem'in üzerinde daima durup devam ettiği sünnetlerdir.
Ara sıra terk ettiği sünnetler de gayrı müekkede sünnetlerdir.
Yani üzerinde ısrarla durmadığı sünnetlerdir.
Ezan; daima üzerinde durduğu ve vahy-i ilâhî ile aldığı Kur’ânda olmayan sünnetlerdir.
Meselâ: Sabah namazının 2 sünneti, Öğlenin 4,2 sünneti, akşamın 2 sünneti, yatsının son iki sünneti...
Sünneti gayri müekkedelerin sebebi de mevcuddur.
Namazdaki sünnetler Resûlü Ekrem tarafından vasf edilmiştir.
Hatta mi’racta emrolunan 3 rekât akşam, 2 rekât sabah namazıdır.
Medine'ye teşriflerinden sonra “ara namazları da edâ ediniz” âyeti üzerine namaz beş vakite çıkarılmıştır.
Sünnetten de Resûlü Ekrem, sırrî ve ledünnî “Hakikat-i M” den ümmeti istifade etsin diye koymuştur.
Vaktin farz oluşu ve kısa oluşu meselesi dünyanın her yerinde her saat her dakika vakit olduğu için bunların da ümmeti tarafından kaybolmaması için sünnetler konmuştur.
İkindi namazının 4 rekât ilk sünneti, Yassının 4 rekât ilk sünneti gayri müekkededir.
Resûlü Ekrem bunları ara sıra terk ederlerdi.
Ümmeti de bazı vaziyetlerde terk ederler.
Sebebi birçok münakaşa ve akıl doyurmayan izahlarla kitablarda mevcuddur.
Asıl sebep:
Medine'de hicretin 4.cü senesinde 5 vakit namazı bildirdiği ve sünnetleri de ilâve ettiği zamanlarda birgün ikindi namazının sünnetini kılarken ikinci rekât arasında Resûlü Ekrem'e vahiy geldi. Bu da bir sebebe matufdur. “söylenmez sınıfındandır”. Ve namazı bozmak mecburiyetinde kalmışlardır. Sünnet namazlar bozulduğu zaman vakit yanaştığı için tekrarı ve kazası yoktur.
Onun için ara sıra bu sünnet ikindi ve yatsı sünnetleri terk edilmektedir.
Resûlü Ekrem her türlü hata ve gafletten masum olduğu için böyle bir hata yapmasını düşünmek edeb dışı bir iştir.
Bir sebebe mebni bir hadise zuhur etmiştir.
Bunların sebeplerini anlamak her insanın kârı değildir.
Hatta Medine'de bir sabah namazında Resûlullah uyuya kalmış.
Hz. Bilâl, Resûl'ün kapısında ezanı okumuş.
Hücrenin kapısı açılmadığından Bilâl kapıya yumrukla vurarak:
“Esselâtü hayrün minen nevm!”
Resûlullah efendimiz uyanmış:
“Yâ Bilâl bu çok güzel buna devam et” buyurmuşlardır.
Bu da Resûlullah'ın gafleti değildir hâşâ.
Ümmetine sabah namazının ind-i ilâhîdeki kıymetini anlatmak için kendi mübârek şahsiyetlerini vesile buyurmuşlardır.
“Namaz uykudan hayırlıdır” ne demek?
Namaz ALLAH'a yanaşmanın merdivenidir.
“Beni anın ben de sizi anarım” âyeti kerimesine göre burada Cenab-ı ALLAH'ın, beni anınız ki ben de sizi anayım şartı ve sırrı mânâsı gizlidir.
Sabah namazında uykuya dalmak gafletin en büyüğüdür.
İnsanı, ince mânâları karıştırırsak küfre kadar götürür.
Aman leş gibi uyumayın demektir bu...
ALLAH yolunda olmak kolay iş değildir ağam...
Horoz, kuzular, koyunlar, inekler, kuşlar, ağaçlar, nebatlar, çimenler bunu haykırıyorlar.
Sen bunlardan efdalsın!..
Aman kardaşım sabah namazını kaçırma!..
Cenab-ı Hakk insanların gaflette olduğunu ve bunun onlara lâzım olduğunu bildiği için sabah namazını vaktinde kılamazsan sünneti ile öğleye kadar kaza olmayarak kılma ruhsata verilmiştir.
Bu, vaktinde kıl emrinin kullara ALLAH'ın büyük bir rahmetidir.
Öğleye kadar kılarım diye bu hususi rahmeti esirgeme.
ALLAH bankasında senin hesabına biriksin.
Yarın huzuru ilâhîde çekini alırsın.
Âyet mi istiyorsun benden serseri. Na...
“Vücuhun yövme izin nazıratan ila rabbıha nazıra.”
Sabah namazını vaktinde erken edâ edenlerin alnında (halının yaptığı iz değil ağam) “Min eseris sücud.”
Onların alınlarında secdeden bir iz vardır.
Onu ancak görebilenler görür.
İşte âyetteki onların alınlanndaki parlaklık aha bu izdir.
O da sabah namazında elde edilir.
14.01.1982 Perşembe
Mebni : Yapılmış. Kurulmuş. * Bir şeye dayanan. Nazar ve itibâr ve isnad olunarak. * ... den dolayı... e binâen.
Esselâtü hayrün minen nevm : Namaz uykudan hayırlıdır.
“Fezküruni ezkürküm veşküru li ve la tekfürun : Öyle ise siz beni (ibâdetle) anın ki
ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın bana nankörlük etmeyin!” (Bakara 2/152)
Efdal : (Fazl. C.) Ziyadeler, fazlalar, çoklar. * İhsanlar, ikramlar, iyilikler, meziyetler, hünerler.
“Vucuhun yevmeizin nadiretun. İla rabbiha naziretun. Yüzler vardır ki, o gün ışıl ışıl parıldayacaktır. Rablerine bakacaklardır (O'nu göreceklerdir).” (Kıyamet 75/22-23)
“Muhammedür rasulüllah vellezine meahu eşiddaü alel küffari ruhamaü beynehüm terahüm rukkean süccedey yebteğune fadlem minellahi ve ridvana simahüm fi vücuhihim min eseris sücud... : Muhammed ALLAH'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. ALLAH'tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir....” (Fetih 29/29)